Danışanlarımla çalışmalarımın çoğu ne yazık ki çocuklukta anne babalarından alamamış oldukları sevgi ile ilgili.
Anne ve babası tarafından yeterince ilgi görmemiş sevilmemiş hatta bazen örselenmiş, terk edilmiş önemsenmemiş,
değer verilmemiş, şiddet görmüş olan çocuklar tüm hayatlarını bilinçaltlarından yaydıkları bu kalıplarla oluşturmaya devam ediyorlar.
Sen yapamazsın. Sen beceriksizsin zaten neyi becerdin ki bugüne kadar. Kimse seni beğenmez.
Kendini ne zannediyorsun. Sen bilmezsin. Sana mı soracağız vb.. gibi daha yüzlercesini sıralayabileceğim olumsuz cümleler ve ne yazık ki bunları anne ya da babalarından çok sık duymuş çocuklar.
Sevilmemiş olan çocuk sevilmeye değer olmadığını düşünür. “Annem babam bile beni sevmedi. Ben sevilmeye layık bir insan değilim.” kaydı bir kez bilinçaltında oluştuktan sonra artık o insanın ileri yaşta yaşadığı ilişkilerde sevgiyi bulması hemen hemen imkansızdır. Çünkü bu kayıt nedeni ile kendisine kendisini gerçekten sevmeyen partnerler seçecek ve sonra ilişkilerim Hiçbir zaman doğru dürüst yürümüyor çıkmazına düşecektir. Çünkü içten içe “Ben sevilmeyi değer verilmeyi iyi ilişkiler yaşamayı hak etmiyorum” titreşimini yaymaktadır.
Ben şu an bu kalıplarla büyümüş olan erişkinler için elimden geleni yapıyorum ama yarının büyüklerinin bugünden acilen sevildiklerinden emin olmaları gerekiyor. Sevilmemiş bir insan sevgi dolu ilişkiler yaşayamaz. Kendini değerli görmez, kendine güvenmez. Çocuğunuzu sevin! Bunu söylemem ne kadar tuhaf değil mi? Sevmiyor muyuz ki, herkes çocuğunu sever diyeceksiniz. Evet seviyoruz ama bunu onlara çoğu zaman yeterince göstermiyoruz, gösteremiyoruz. Sevgi her şeyden önemli olduğu halde hayatın içinde kaybolup gidiyor. Sevgiyi almayı, vermeyi, söylemeyi, hissettirmeyi hep ihmal ediyoruz. “Tabii ki onu seviyorum benim çocuğum o!” deyip geçiştiriyoruz. Oysa ki çocuğumuzun bunu bilmeye, duymaya ama en çok da hissetmeye ihtiyacı var.
Bu yüzden çocuklar sevilmeliler. Anne babası tarafından sevildiğinden emin olan çocuklar büyüdüklerinde çok olumlu ilişkiler kurarlar. Sevgiyi almayı ve vermeyi bildiklerinden hayatlarına böyle insanları çekerler ve kendilerine değer vermeyi bilmeyen insanlarla ilişki kurmazlar. Kendilerine güvenleri tam ve eksiksizdir. Ama ne yazık ki çoğu anne baba çocukları yetiştirirken kendi sevgisini sunmayı bir kenara bırakıp çocuğu toplumun beğeneceği, onay vereceği şekilde yetiştirmeye odaklanıyor. En basit örnek olarak çocukları parka götürüyoruz sonra üstlerini kirletmelerine izin vermiyoruz. Aman çocuğunun üstü başı leş gibi demesinler diye. Ya da rahat giyinmesine izin vermek yerine bizim istediğimiz gibi giyinmesi konusunda baskı yapıyoruz. Özgür bırakmıyoruz, karışıyoruz hem de çok fazla karışıyoruz. Her şeye karışıyoruz ama sevdiğimizi hissettirmiyoruz.
Ben 24 saatinizi çocuğunuza ayırın demiyorum. Tabii ki kendinize ait bir hayatınız da olmalı. Şimdi özellikle hayat hızlandı hem anne hem baba geçim derdinde oldukları için bazen uzun saatler çalışıyorlar. Ama yine de tüm bu koşuşturmaca arasında çocuğunuza bir kez olsun sımsıkı sarılmanız. Onu kucaklamanız, dokunmanız, yanaklarını sıkıştırmanız, onu düşündüğünüzü hissettirmeniz. Onunla biraz yerlerde yuvarlanmanız, güreş tutmanız ya da daha büyükse oturup sohbet etmeniz, alıp yürüyüşe çıkmanız, birlikte bisiklete binmeniz. Bir yere gidecekseniz ona haber vermeniz, eve bir şey alacaksanız fikrini sormanız, adam yerine koymanız ve birey olduğunu değer verildiğini hissettirmeniz ona paranın asla satın alamayacağı bir hediye vermek olur. Bu hediye; sevgi dolu hayattır.
Çocuklarınıza güzel hayatlar hediye edin.
Sevgiyle...
Dünyanın her yerinden online seans ile danışmanlık alabilirsiniz. Duygu Dengeleme çalışması hakkında bilgi ve randevu almak için ozlmhatipoglu@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.
Kişisel gelişim hakkında hazırladığım videoları izlemek isterseniz, youtube kanalıma abone olabilir, paylaşımlarımdan haberdar olmak için, instagramdan ozlem_hatipoglu adıyla takip edebilirsiniz. Bu yazının altında bulunan simgeleri tıklayarak sosyal medya hesaplarıma ulaşabilirsiniz.