ORTA SEHPA MESELESİ

ORTA SEHPA MESELESİ

Yeni taşınmış olan bir arkadaşıma gitmiştim, baktım salonda orta sehpa yok.

“Evinize orta sehpa haczi geldi, bir tek sehpayı mı alıp gittiler?” dedim, gülüştük. Sonra bu espri onlara her gittiğimde aramızda tekrarlanır oldu.

Aradan zaman geçti, bu sefer ben taşındım ve orta sehpam bana fazla gelmeye başladı, yanından gelip geçerken bacağımı çarpıyorum, hep etrafından dolanmak zorunda kalıyorum, sonunda “Bu sehpa ortada durmak zorunda mı?” dedim ve kınadığımı yaşayarak, orta sehpayı ortadan kaldırdım. Bir açıklık, bir ferahlık geldi eve. Her gelen “Ne kadar ferah olmuş!” demeye başladı. Böylece orta sehpa hayatımdan çıkmış oldu. 
 
 
Bu orta sehpayı kim neden çıkardı acaba başımıza. Mutlaka bir gereklilikle başlamıştır. Elimizdeki çay, kahve fincanlarını koyacak bir yer olsun gibi ya da belki eski yer sofrasından masaya geçişte, bir aracı olmuştur ama gitgide kenar sehpalar, zigonlar girdi hayatımıza ve orta sehpa, özellikle biraz geniş salonu olanlar için, artık gereksiz hale geldi. Ama biz senelerin alışkanlığı ile artık oturduğumuz yerden ulaşamayacağımız mesafede olsa da, üzerine vazolar, biblolar koyarak, onu yerinde tutmaya devam ettik, hayatımıza gerekli mi, gereksiz mi olduğunu hiç düşünmeden, gözümüz ve ruhumuz varlığına alıştığı için, o olmazsa sanki bir eksiklik olacakmış gibi salonumuzun orta yerinde gereksiz bir yer kapladığının ve hayatımızı, hatta belki de ruhumuzu daralttığının farkında olmadan. 
 
O kadar düşünmeden ve farkında olmadan yaşıyoruz ki...
 
Orta sehpanız varsa bu konuyu düşünmenizi istiyorum, ciddiyim! Mesele yalnızca orta sehpa meselesi değil çünkü, hayatımıza bir şekilde sokmuş olduğumuz, artık bize hizmet etmeyen ve alanımızda yer kaplayan bir dolu fazlalık, bunları niye hala hayatımızda tuttuğumuz ve bunlara gerçekten ihtiyacımızın olup olmadığı. 
 
Bunun için özel bir gün ayırın ve tüm evinizi baştan aşağı gözden geçirin Mutfak dolaplarınızı, büfelerinizin içini, kütüphanelerinizi, çekmecelerinizi, büyük küçük her eşyaya tek tek bakmaya ve üzerinde düşünmeye zaman ayırın.  
 
İki kıstasınız olmalı birincisi Bu bana gerekli mi? İkincisi bunu seviyor muyum. “Evet bu bana çok gerekli.” ya da “Bunu çok seviyorum, her baktığımda içim açılıyor, mutlu oluyorum!” dediğiniz şeylerin dışındaki her şeyi evden yollayın. İhtiyacı olan birilerine verin. Evinizde yer açılacak, ferahlayacaksınız ve bir dolu fazlalıktan, bir dolu eski anıdan, bir dolu eski enerjiden kurtulmuş olacaksınız. 
 
Orta sehpa gibi ne çok şey var hayatımızda, aslında hiç ihtiyacımız olmayan ama ihtiyacımız olduğuna inandırılmış olduğumuz!
 
Üzerinde düşünmeye zaman ayırırsak, ancak fark edebiliyoruz ona gerçekten ihtiyacımız olmadığını. Sahte ihtiyaçlarımızı karşılayacağız diye sürekli daha fazla para kazanma peşindeyiz. Gerçekte çoğu şeye ihtiyacımız olmadığını fark ettiğimizde, kazancımızın da bize rahat rahat yettiğini, hayatımıza bolluk, bereket geldiğini göreceğiz. 
 
Herkesin evinin, hayatının, ruhunun kısa zamanda ferahlaması dileğiyle...
 
Sevgiyle...
 
Özlem Hatipoğlu 
 

Dünyanın her yerinden online seans ile danışmanlık alabilirsiniz. Duygu Dengeleme çalışması hakkında bilgi ve randevu almak için ozlmhatipoglu@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.

Kişisel gelişim hakkında hazırladığım videoları izlemek isterseniz, youtube kanalıma abone olabilir, paylaşımlarımdan haberdar olmak için, instagramdan ozlem_hatipoglu adıyla takip edebilirsiniz. Bu yazının altında bulunan simgeleri tıklayarak sosyal medya hesaplarıma ulaşabilirsiniz.