DANIŞAN GÖRÜŞÜ 96

DANIŞAN GÖRÜŞÜ 96

Yarım asır annemin beni sevmesini, anlamasını, onaylamasını bekleyerek geçirdim.

Onlarca kişisel eğitime katıldım, kitaplar okudum.

Ancak, bir sonuç alamadım. Yıllar sonra bir psikolog dr’un “narsist anne” makalesini okuyup, tanımını düşündüğümde annemi anlattığını farkettim. Demek ki, annem benim dışımda dünya aleme annelik yaparken, her alanda çevresindeki kadınları destekleyip, toplumda bir yer edinmelerine ilişkin her alanda onları yetiştirirken, yetiştirirken diyorum gerçekten eğitimsiz olmasına rağmen mükemmelliyetçi bir kadın olduğu için fikri, deneyimi ve dahası cesareti ile özgüvenli, ayakları üzerinde duran ve mutlu kadınlar olması için elinden geldiğince mentorluk yapıyordu.
 
Bir tek beni görmemekte direniyor ve kabullenmediği için herşeyim için eleştiriliyordum. Tanım, içime sinmiş sonunda ne ile mücadele ettiğimi bulmuştum. O değişemeyeceğine daha doğrusu onu değiştiremeyeceğime göre ben, değişmeliydim.
 
Daha önceki eğitimler, tekniklerle belki de geçici olarak bir sonuca ulaşmıştım. Ama henüz kökten bir çözüm bulamamıştım. Tam bu sırada bir süredir tanıdığım halde görüşmeyi ertelediğim Özlem Hanım’a bir akşam canıma tak eden konuda fikrini almak için messenger’dan mesaj atıp, telefonunu rica ettim. Mesajıma çok kısa bir zamanda yanıt aldım ve kendisini aradım. Akşamın 10’undan sonra sanırım 1 saatin üzerinde telefonda konuştuktan sonra randevulaştık. 4 seans birlikte çalıştık ve mutlu sonuca ulaştım. Elbette, derdim ailemden, annemden kopmak değildi ama kim ne yaparsa yapsın ya da annem ne derse desin beni üzmelerine izin vermeyecek güce sahip olmam ve kimliğini kabul etmemdi. 
 
Duygu dengeleme çalışmasından sonra durulduğumu, olup bitenleri tiyatro izler gibi izlemeye başladığımı, eskisi gibi hiçbir şeyin canımı yakmadığını, kendimi BEN diliyle ifade etmeye başladığımı, aynı zamanda, bana ait olmayan annemden satınaldığım bazı düşünce ve prensiplerden arınınca ertelediğim ve sadece bana hizmet eden aksiyonlar almaya başlamakla, tıpkı annem gibi başkalarının da beni sevmeleri, kabul etmeleri ve onaylamaları için olur olmaz kendimden ödün verdiğimi ve sürekli kendimi ertelediğimi hatta çoğu zaman yok saydığımı farkettim. 
 
 
Şimdi farkındalığımın artmasıyla kendi gücümü biliyor, beni mutlu eden kararlar alıyor ve başkalarının ne düşündüklerini takmadan cesurca fikrimi yüksek sesle dile getirebiliyorum. Özetle, kendim oluyorum. 
 
Sonuç güzel ve denemeye değerdi tek bir pişmanlığım o da Özlem Hanım’la görüşmeyi neden onca zaman ötelemiş olmamdı. 
 
Reyhan Kayalı