Ya işten atılırsam!

 

 Ya parasız kalırsam!

 

Ya muhtaç olursam!

 

Kimseye muhtaç durumda olmayan çoğu insanın ne yazık ki bu tip korkuları var ve sırf bu korkuları yüzünden hiç de sevmedikleri işyerlerinde mutsuz oldukları iş arkadaşları ile çekilmez diye düşündükleri işlerini yapmaktalar ve pazartesi sendromu denilen şey bu yüzden var çünkü hiçkimse işyerinde mutlu değil, yaptığı işten mutlu değil ve aslında işe gitmek istemiyor bunu yalnızca mecbur olduğunu düşündüğü için yapıyor.

 

Her ne kadar öyle inandırılmış olsak da hiçbirimiz hiçbirşeye mecbur değiliz. Her zaman yeniden ve yeniden seçme ve hayatımızı değiştirme hakkımız var ama biz bu hakkımızı yok sayıyor ve bizi mutlu edecek şeyleri yapmayı hep yaşlılığa, emekliliğe ya da hayatımızı garantiye aldıktan sonraya erteliyoruz.

 

Hayatın bir garantisi yok hatta yarın yaşayacağımızın bile bir garantisi yok. Bu yüzden sevmediğiniz işlerde hoşlanmadığınız insanlarla çalışmayı bir an önce bırakın ve neyi yapmaktan gerçekten zevk alıyorsanız onu yapmaya başlayın. Biliyorum bunu duymak size saçma ve ütopik geliyor ama inanın değil. Bütün mesele korkularınızı yenmekte, ya yapamazsam ya başaramazsam ya pişman olursam bu işimi de kaybedersem işsiz kalırsam parasız kalırsam aç açık kalırsam korkuları sizi durduruyor.

 

Bu korkuların hiçbiri gerçek değil. Sevdiğiniz işi yaptığınızda zaten tahmin ettiğinizden fazla bolluk size doğru akmaya başlayacak. Çocukluğumuzda o kadar korkutulduk ki hayatta atacağımız her adımda korkularımız bizi durduruyor. Oysa gerçekte korkularımızdan kurtulduğumuzda hayatta rahatça ilerleyebilir, kendi hayat sorumluluğumuzu alabilir ve özgürleşebiliriz.

 

Korkuların hepsi gelecekle ilgili zihnin oluşturduğu yalancı senaryolardır. Korku bizi kilitlediği için üzerinde düşünemez hale gelir ve onun esiri olup, hayatımızı yönetmesine izin veririz. Oysa üzerinde net bir zihinle düşünebildiğimizde korkularımızın çoğunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini biliriz. Bunlar yalnızca olumsuz ihtimallerdir. Zihin hep olumsuz ihtimallere odaklanır. Eğer korkularınızın çok fazla esiri iseniz onların üstesinden gelebilmenin bir yolu “Eğer korktuğum şey gerçekleşirse ne yapacağımı o zaman düşünürüm.” diyerek korkunuzu geleceğe ertelemek ve bugünü bu endişelerle geçirmeyi bırakmaktır.

 

Korkularınız üzerinde düşünmeye başlayalım. Diyelim ki işsiz kaldınız ne yapacaksınız elbette yeni bir iş aramaya başlayacaksınız, her durumda yapılacak bir şeyler vardır. Diyelim ki parasız kaldınız borçlarınızı ödeyemez hale geldiniz alacaklılarınızla konuşup erteleme isteyeceksiniz, diyelim ki gerçekten muhtaç hale geldiniz yakınlarınızdan borç isteyeceksiniz. Hepsi her insanın başına gelebilecek ihtimaller ama her durumda çaresizliğe değil çözüme odaklandığınızda mutlaka bir çare bulunur. Korkuya odaklandığınızda düşünemez hale gelir ve kendinizi çaresiz hissedersiniz oysa bu korkunun gerçekleştiğini varsaymaya başladığınızda o zaman çareye odaklanmaya başlarsınız ve o duruma gelseniz de yapılabilecek şeyler olduğunu fark etmeye başlarsınız. Ama yine söylüyorum bunlara dikkatinizi biraz verdikten ve çareler olduğunu gördükten sonra yapacağınız en iyi şey çok fazla odaklanmak yerine başıma gelirse o zaman düşünürüm demektir. Hiçbiri dünyanın sonu değil bunu fark etmenizi istiyorum.

 

Hayat yolunda rahatça yürüyebilmek için gerekli olan şey biraz cesaret.

 

Herkesin en kısa zamanda tüm korkularından kurtulması dileğiyle...

 

Sevgiyle...